DOLAR 40,0273 0.12%
EURO 47,0004 0.26%
ALTIN 4.250,25-0,90
BITCOIN 43631251,36%
Kars
17°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Hatimoğulları: Gün, hesaplaşma değil

Hatimoğulları: Gün, hesaplaşma değil

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu.

ABONE OL
8 Temmuz 2025 14:02
Hatimoğulları: Gün, hesaplaşma değil
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları, “Millî Savunma Bakanlığı’nın açıklamasıyla, 12 askerin yaşamını yitirdiğini üzülerek öğrendik. Bütün ailelerine ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Yaralılara da acil şifalar diliyorum.” dedi.Hatimoğulları şu ifadeleri kullandı: IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırı sonucunda Suruç’ta 33 sosyalist genç yaşamını yitirdi. Suruç anmasının Türkiye’nin önemli bir gündemi olduğunu hatırlatıyor, buraya gelen ailelere teşekkür ediyorum. Suruç’u unutmayacağız, unutturmayacağız.Cudi’den İzmir’e, Bursa’dan Hatay’a ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Bakan “elektrik hatları” diyor. O hatları kim özelleştirdi? Kim şirketlere peşkeş çekti? Peki, peşkeş çektin; neden denetlemedin? Milletvekillerimiz aylardır “Olası yangınlara hazır mıyız?” diye soru önergeleri verdi, tek bir yanıt alamadık.FELAKETLERİN SORUMLUSU SİZSİNİZGeçen yıl Çınar-Mazıdağı’nda aynı sebeple canlar, evler, ormanlar yandı. Tek bir önlem almadınız, tek bir kişi istifa etmedi. Oysa ilgili yetkililerin acilen istifa etmesi şarttır. Sizin yüzünüzden canları ve ormanları yitiriyoruz. Kılınızı bile kıpırdatmıyorsunuz. İş bu ülkeyi maden şirketlerine peşkeş çekmeye gelince, hiç erinmeden yapıyorsunuz. İşte bu yüzden felaketlerin sorumlusu sizsiniz.Depremde, selde, yangında yardımımıza kim koşuyor? Biz koşuyoruz, halk koşuyor. Hep halk koşuyor. O zaman sormazlar mı: Devlet neden var? Yurttaş vergisini neden ödüyor? Bu vergiler nereye gidiyor?Yangın bölgeleri acilen afet bölgesi ilan edilmelidir. Yangınların önlenmesi için afet programının hayata geçirilmesi elzemdir.Bugün grup toplantımızı kadınlar öncülüğünde gerçekleştiriyoruz. Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nin çağrısıyla çok kıymetli taleplerle Ankara’ya geldiler, açıklamalarını yaptılar. Ardından grup toplantımıza katılan tüm kadın yoldaşlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz.Barış ve demokratik toplum çağrısıyla birlikte, sürecin asli özneleri olan kadınlar; her türlü baskıya, şiddete rağmen barış mücadelesi yürütmekten bir an olsun geri durmadılar.Dünyanın neresinde olursa olsun, savaş ve çatışmaların ağır bedelini biz kadınlar ödüyoruz. Savaşın yarattığı yoksulluğu, şiddeti, işsizliği, sömürüyü, tacizi, tecavüzü iliklerimize kadar biz kadınlar hissediyoruz.Bu yüzdendir ki biz kadınların özgürlük mücadelesi aynı zamanda barışta ısrarın mücadelesidir.Bugün farklı kentlerden yüzlerce kilometre yol katederek, farklı mücadele zeminlerinden ortak bir amaç için binlerce kadın Ankara’da meydanlardaydı.Kürt sorununda demokratik çözüm” diyerek, sorunun hukuki ve yasal bir zeminde çözümü için Meclis’i göreve çağırdı.Şimdi siyasete düşen görev, kadınların taleplerine kulak vermek ve bu talepleri yerine getirmektir. Demokrasinin önündeki engelleri kaldırarak, barış içinde yaşamın önünü açmak ve kadınların sesine ses vermek gerekmektedir.Hayatlarımız, haklarımız ve kazanımlarımız saldırı altındadır. İstanbul Sözleşmesi’nden resmî olarak çekilmenin üzerinden dört yıl geçti. Sadece 2024 yılında, 315 kadın erkekler tarafından katledildi.“İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyerek eylem yapan kadınlar hakkında davalar açıldı. Kadın katilleri iyi hâl indirimleriyle serbest bırakılırken; barış isteyen sayısız kadın cezaevlerinde rehin tutuluyor.Kürt kadınlar üzerinde özel savaş politikaları yürütülüyor. Kadınların mücadeleleriyle kazandığı nafaka hakkı, kürtaj hakkı ve mirasta eşitlik hakkı bugün gasp edilmek isteniyor.DÜNYA SİLAHLANMA YARIŞINA GİRDİToplumsal cinsiyet kavramı ders kitaplarından çıkarılıyor. Onur Yürüyüşü’ne saldırılar ve tutuklamalarla nefret suçları körükleniyor.Bir yandan çözüm ve müzakere süreci konuşulurken, diğer yandan kadınların haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırıların devam etmesi büyük bir çelişkidir.Barış, şiddetle inşa edilemez. Barış, yalnızca silahların susması değil; eşitsizliklerin, ayrımcılıkların ve cinsiyetçiliğin son bulduğu bir yaşamdır.Dünya, derin yoksulluk, ekonomik durgunluk, eşitsizlik ve jeopolitik krizler sebebiyle yeni bir silahlanma yarışına girdi.Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre, dünya Soğuk Savaş’tan bu yana en yüksek askerî harcama artışlarının yaşandığı günlerden geçiyor.NATO’nun son toplantısında, askerî harcamaların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 5’i oranında sağlanması kararlaştırıldı. Bu, askerî harcamaların yaklaşık 2,5 kat artırılması anlamına geliyor. Ekmeğimiz daha da küçülecek, silaha ayrılan bütçe ise yükselecek.Ortadoğu, Tahran’dan Gazze’ye uzanan cephelerde bu savaşın adeta fragmanını yaşıyor.İran’da başörtüsü takmak istemeyen kadınlar psikiyatri hastanelerine zorla götürülerek baskı altına alınıyor. Kürt kentlerinde ise güvenlik, şiddetle sağlanmaya çalışılıyor.Irak’ta petrol ve bütçe üzerine yaşanan kavgalar ile merkezileşme çabaları, ülkenin kırılganlığını daha da derinleştiriyor.Suriye’de tek kimlik dayatması, etnik ve dinsel kırım/katliamlar aracılığıyla daha büyük bir istikrarsızlık üretiyor.SİYASİ BASKILARDAN VAZGEÇİNİsrail’in “egemen güç olma” hedefiyle gerçekleştirdiği saldırılar ve bunlar üzerinden içeride meşruiyet yaratma çabası, bölgeyi ve kendi ülkesini adeta bir kan gölüne çevirdi. İran-İsrail savaşı, ne yazık ki kötü bir deneyim olarak tanıklık ettiğimiz bir sürece dönüştü.Türkiye’nin geneline demokrasi, herkese nefes aldırır; barış umutlarını büyütür. Bu sebeple siyasi baskılardan vazgeçin.Derdiniz yolsuzluksa, bağımsız heyetler oluşturalım. Başta kayyımlar olmak üzere tüm belediyeleri ve kamu ihalelerini araştırsın. Var mı ötesi?Ne yazık ki bu siyasi gerilimler artık rekabeti aşmış, toplumsal ayrışmanın ve gerilimlerin kaynağı olmaya başlamıştır.Gün, hesaplaşma değil; toplumsal birlik ve demokratik ortaklıkları büyütme günüdür.Gün, Adana’nın bereketli Çukurovası’na; Antalya’nın portakal bahçelerine, Olimpos’a; Adıyaman’ın tarihi dokusuna, konteyner kentlerine gözaltıları ve tutuklamaları değil, barışı, demokrasiyi ve adaleti taşıma günüdür.Bu sebeple, muhalefet belediyelerine dönük bu furya son bulmalıdır. Şu an gözaltında olan ve daha önce tutuklanmış bütün belediye başkanlarının serbest bırakılması şarttır. Barış, demokrasi, özgürlük diyorsak, bu tablonun hayata geçmesi gereklidir.”  

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r